- sivrilmiş
- (Laçın)sırtıq, həyasız, abırsız. – Sivrilmişin biridi, onnan danışma
Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti. Redaktorlar: A.A.Axundov, Q.Ş.Kazımov, S.M.Behbudov.. 2007.
Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti. Redaktorlar: A.A.Axundov, Q.Ş.Kazımov, S.M.Behbudov.. 2007.
kalburüstü — sf. 1) Seçkin, sivrilmiş, önde gelen Beylerbeyi, eski Boğaziçi nin en kalburüstü bürokratlarını barındıran güngörmüşlüğünün simgesi, bir köşesidir. H. Taner 2) Değerli, güzel Bugün dahi kalburüstü üç dört oyunu hâlâ, başta Viyana ve Peşte olmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötümlü — sf., dbl. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan, titreşimli ses veren (ünsüz), titreşimli, sürekli, yumuşak, tonlu, sedalı Birleşik Sözler ötümlü ünsüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ötümlü ünsüz — is., dbl. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan, titreşimli ses veren ünsüz, titreşimli ünsüz, sürekli ünsüz, yumuşak ünsüz, tonlu ünsüz, sedalı ünsüz: b, c, d, g, ğ, j, ı, m, n, v, y,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
türedi — sf. 1) Kendisinden umulmayan bir biçimde sivrilmiş ve hakkı olmayan bir duruma gelmiş (kimse), yerden bitme, zıpçıktı Attığı temeller üzerine ancak bir sonradan görme türedi evi kurulabilirdi. M. Ş. Esendal 2) Nereden geldiği, nasıl ortaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz aklığı göstermek — bir işte başarıya ulaşmak Arkadaşları arasında sivrilmiş, birçok savaşlarda yüz aklığı göstermiş cesur bir kaptandı. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalburüstüne gelmek — benzerleri arasında sivrilmiş olmak, seçkin duruma gelmek Merkez azaları, âyandan birkaç kişi, mebusların hatırlıları ile ateşlilerden kalburüstüne gelenleri oradaydı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAKALİM — (Maklem. C.) Ucu budanmış ve sivrilmiş şeyler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RA'N — (C.: Ruun Riân) Ahmaklık. * Sarp dağ. * Önüne sivrilmiş dağ burnu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük