düşük — sf., ğü 1) Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış Düşük mide. Düşük omuz. 2) Az Düşük faiz. Düşük fiyat. 3) İktidardan düşmüş veya düşürülmüş 4) Dil bilgisi kurallarına uymayan Düşük cümle. 5) is. Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşük — sif. 1. Vaxtından əvvəl doğulmuş, yarımçıq. Düşük uşaq. // is. Vaxtından əvvəl doğulan uşaq. Yeddiaylıq düşük. 2. Aşağıya düşmüş, sallanmış, düşmüş. 3. məc. Alçaq, dəyərsiz, qüsurlu, biçimsiz, yöndəmsiz, nöqsanlı … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
düşük yapmak — çocuk düşürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çenesi düşük — sf., ğü Çok gereksiz şeyler konuşan (kimse), boşboğaz, geveze Komşu Tayfur Paşa nın gene yetmişlik bir emektarı vardı: İlyas Ağa. İshak la çok sevişirlerdi. İkisi de pinpon... İkisi de çenesi düşük. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
süngüsü düşük — sf., ğü 1) Sağlığı, esenliği bozuk 2) Ataklığı, etkinliği, neşesi kalmamış Bakımsız, pis, süngüsü düşük ufacık bir şeydi. Y. N. Nayır … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteği düşük — sf., ğü Pasaklı veya düşkün (kadın) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuskunu düşük — sf., ğü 1) Kuskun yeri sağrıdan aşağı olan (at) 2) mec. Gözden düşmüş (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
paçası düşük — sf., ğü Giyimine dikkat etmeyen, pasaklı (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
yıldızı düşük — sf., ğü 1) Şanssız, talihsiz 2) Gözden düşmüş … Çağatay Osmanlı Sözlük
densiz — düşük konuşarak düşük iş yapan münasebetsiz hareket eden … Beypazari ağzindan sözcükler